Bu yazı Çağrı Mustafa Alkan tarafından www.hizliadam.com için hazırlanmış özgün bir çalışmadır.

Merhaba arkadaşlar,

Bu benim buradaki ilk yazım. Umarım faydalı ve anlaşılabilir bir yazı ile hizliadam.com okuyucularına “Merhaba” deme şansına erişebilirim.

Öncelikle hepinizin bir blogu olduğunu varsayarak hareket ettiğimi bilmenizi isterim. Diyelim ki blogunuzda periyodik olarak kaliteli ve okuyucuyu doyuracak yazılar yazıyorsunuz. Çok olmasa da sabit okuyucularınız da var ama daha fazlasına ulaşmak istiyorsunuz.

Yeni yazınızı ve dolayısıyla blogunuzu nasıl pazarlarsınız?

Öncelikle mutlak surette araştırmaya ya da tecrübelere dayalı yazıların daha çok ilgi çektiği ve daha güvenilir bulunduğu apaçık bir gerçek. Bunun bilincinde olun. Yazınızı araştırarak ve mümkünse tecrübelerinizle de harmanlayarak yazın. Doyurucu bir yazı için mutlaka etkili ve özgün görsel kullanmaya dikkat edin. Bu arada yazınız uzunsa kısımlara bölmek kolay okunabilmesi açısından önemlidir. Diyelim ki kaliteli ve kullanıcıyı doyuracak bir yazı yazdınız ve yayınla butonuna bastınız. İşte dananın kuyruğunun koptuğu noktaya geldik.

Sosyal medya paylaşımları yapın!

Yazınızı yayına aldıktan sonra genel bir kontrole tabi tutun ve okey verdiyseniz ilk olarak bir sosyal medya mecrasında paylaşın. Bir çok sosyal medya mecrasında aynı anda paylaşmak yerine gün içerisinde zamana yayın. Haftada bir gibi sık olmayan bir periyotta yazıyorsanız sosyal medya paylaşımlarınızı 1 haftalık sürece yayın. Mesela yazıyı yayınladığınız gün Facebook’ta. Ardından da her gün 1 sosyal mecrası olmak üzere sırasıyla Twitter, Google Plus, Tumblr, Pinterest, Instagram gibi mecralarda paylaşın. Yine zamanınız kalırsa diğer sosyal medya mecraları ve Facebook gruplarında paylaşın.

Misafir olun!

Sizinle benzer alanlarda blog yazan blogculara misafir yazar olarak dahil olun. Aynı dili konuşan insanların okuyucuları benzer yazıları okumayı severler. Bu avantajı kullanmamak delilik değil de nedir? Hem misafir olduğunuz bloga özgün bir yazı ile katkı sağlamış olacaksınız hem de yazıyı okuyan okuyucuları kendi blogunuza davet etmiş olacaksınız. Tıpkı bu yazıda benim yaptığım gibi.

Forumlarda paylaşın!

Bir çok blog yazarının atladığı bir noktadır. Forumlar belirli bir kitlenin sürekli olarak çevrimiçi olduğu ortamlardır. Bunu mutlaka kullanın. Her içeriğinizi paylaşın demiyorum elbette ama forumun genel içeriği ile alakalı ve forum üyelerini de meraklandıracak ve sorunları çözüme kavuşturacak yazılar için kullanılmalı.

Benzer yazılar alanı bulundurun!

Blogunuzda mutlak surette benzer yazılar adlı bir kısım bulunmalı. Bulunacağı kısım konusunda çeşitli kullanım biçimleri var. En fazla kullanılan kısımlar sidebar ismi verilen yan menü ya da mevcut yazının en altı. Benim fikrime göre mevcut yazının altında kullanmak daha mantıklı. Kullanıcı bir yazıyı bitirip mutlu olduğunda diğer yazılarınıza da bakmak istiyor.

Mail aboneliği formunuz olsun!

Yazı içerisinde, sonunda, başında ya da sidebarda mutlaka mail aboneliği formunuz olsun. Ya da hizliadam.com’da olduğu gibi belirli bir süre blogunuzda zaman geçirildiyse rahatsız etmeyecek bir pop-up olarak açılsın. Mesela 2 dakika bence ideal bir süre.

Diğer bloglara yorum yazın!

Misafir yazarlık yapacak kadar zamanınız yoksa yine sizinle benzer alanlarda yazan bloglara mutlaka yorum bırakın. Yorum satırında bulunan web sitesi kısmının çok önemli olduğunu söylememe herhalde gerek yok? Zira şahsım adına konuşmam gerekirse doyurucu bir yazı okuduğumda o yazıya yazılmış yorumlara ve yorum sahiplerinin sitelerine de uğramayı seviyorum. Tahminimce azımsanamayacak kadar çok insan da benim gibi yapıyor.

Çekiliş yapın!

Blogunuza yeni okuyucular kazandırmak isterseniz bunun için en güzel yollardan biri çekiliş yapmaktır. Çekiliş şartları arasında şu seçenekleri kullanabilirsiniz:

• Sosyal medya hesaplarımızı beğenenlere ya da takip edenlere her sosyal medya mecrası için bir çekiliş hakkı
• Çekiliş konumuzu sosyal medya hesaplarında paylaşanlara her sosyal medya mecrası için bir çekiliş hakkı
• Çekilişimizi özgün bir yazı ile kendi sitesi ya da blogunda duyuranlara 5 çekiliş hakkı

Bu ve bunun gibi bir çok şekilde çekiliş hakkı verebilirsiniz.

Peki çekilişte neler verebiliriz?

Blogunuzun kitlesine göre hediyeler vermek en mantıklı seçenek olacaktır. Hedef kitleniz konusunda net bir analiziniz yoksa kitap, orijinal film, müzik cd si, teknolojik aletler, etkinlik biletleri gibi hediyeler son derece dikkat çekici olacaktır.

YazarKafe gibi platformları kullanın!

Blogunuza paralel okuyucu çekmek için YazarKafe, Radikal Blog, Medium gibi çok fazla kullanıcı tarafından ziyaret edilen ve otorite anlamında güçlü sitelere içerik üretmek, ardından da sizin blogunuza bir link çıkmak çok basit ve mantıklı bir yol olacaktır.

Liste sitelerini kullanın!

Günümüzde sayısı hızla artan liste sitelerine içerik üreterek içerik altına blogunuza dair bir link çıkartmak da yine kayda değer bir okuyucu sayısı sağlayacaktır. Bu sitelere örnek olarak Onedio, Listelist, Ofpof.com verilebilir.

Sosyal medyada paylaş butonları aktif olsun!

Yazı içerisinde, altında ya da üstünde sosyal medyada paylaş butonlarını mutlaka konumlandırın. Benim fikrime göre yazının en altında bulunması nitelikli fayda anlamında en stabil sonuçları alabileceğiniz yerdir.

Reklam bannerı seçeneğini değerlendirin!

Yine sizinle benzer alanda içerik üreten bloglara ve web sitelerine banner reklam vermek kayda değer bir yöntem olarak ön plana çıkıyor. Bu seçenek elbette bir maliyet gerektirecektir. Blogunuzun biraz aşama kaydetmesinden sonra bu seçeneği değerlendirmenizi öneririm. Çok fazla siteye reklam vermek yerine nitelikli ziyaretçi sayısı yüksek ve uzun zamandır yayın yapan bir kaç siteye reklam vermek hem arama motorları açısından hem de size sağlayacağı okuyucu faydası açısından daha yararlı olacaktır.

Tanıtım yazısı verin!

Misafir yazarlık yapacak kadar zamanım yok ama param çok diyorsanız tanıtım yazısı seçeneğini değerlendirmek de mantıklı bir yol olarak öne çıkıyor. Bu seçenek de belirli bir maliyet gerektirdiğinden bir süre beklemek (en azından 3-4 ay) mantıklı olacaktır.

Broşür dağıtın!

İnternet siteleri için çok fazla tercih edilmese ve eski kafalılık olarak görülse de benim fikrime göre basılı bir materyalin etkisi yadsınamaz. Elbette size caddede durup insanların gözüne sokun demiyorum. Her zaman yanınızda 40-50 kadar broşürünüz olsun ve gittiğiniz mekanlarda masaların üzerine bırakın ya da zabıtalara yakalanmadan açık alanlarda bazı duvarlara ya da direklere yapıştırın. Bu yöntem halen bazı kurumlar tarafından çokça kullanılmakta ve şaşırtıcı bir geri dönüş sağlamaktadır.

Promosyon ürünleri sunun!

Yine çok kullanılmayan ama faydası da oldukça fazla olan bir yöntem daha… Anahtarlık, çakmak, bardak altlığı, kitap ayracı gibi üzerinde blogunuzun adresi ve logosu bulunan promosyon ürünleri bastırıp en azından yakın çevrenize dağıtmak faydası çok yüksek bir yöntemdir.

Sticker kullanın

Bu yöntem daha çok belirli bir alana yönelmiş bloglarda kullanılmaktadır. Yine de Türkiye’de benim bildiğim kadarıyla kullanan blog sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Bu yöntemi biraz örnekleyecek olursak; yemek üzerine yazdığınız bir blogunuz varsa yemek yediğiniz ve beğendiğiniz bir restoran ya da kafede çalışanlara önce bu kadar lezzetli hazırladıkları ve sundukları için teşekkür edip o mekanla ilgili güzel bir yazı yazacağınızı söyleyin ve mekanın görünür bir yerine minik bir sticker yapıştırmak istediğinizi söyleyin. Yüksek bir ihtimalle size izin vereceklerdir. Site adresiniz, logonuz ve sloganınızı içeren bir sticker çok dikkat çekici olacaktır.

Facebook reklamları verin!

Günlük ya da haftalık periyotlarda ödeme planı ayarlayarak Facebook reklamı vermek sabit ve geri dönen bir okuyucu kitlesi oluşturacağından hem kısa vadede hem de uzun vadede size çok yararlı olacaktır. Facebook sayfanızı beğenenler mutlaka yeni bir yazı yazdığınızda bir şekilde o yazıdan haberdar olup blogunuzu ziyaret edecektir. Bu da geri dönen memnun okuyucu olacaktır.

Yazıma burada son veriyorum arkadaşlar, en başında da dediğim gibi umarım size faydalı bir yazı ile “Merhaba” diyebilmişimdir. Başka yazılarda ve benim blogumda da görüşmek üzere, sevgiler.

Çağrı Mustafa Alkan | www.suskumru.com | Blog Yazarı