skip to Main Content

Çalışmaya Devam Ederken Daha İyi İş Teklifi Almak İçin

Hayalini kurduğunuz işte çalışmanızı engelleyen gizli engelleri hiç düşündünüz mü? Belki logosuna aşık olduğunuz bir firma ve o firmanın size uygun pozisyonlarında hayalleriniz vardır. Belki de firma değil; meslek olarak ana işinizi yapamıyor ve hep bunun hasretini çekiyorsunuz. Mesela danışmanlık veya satış işlerinde çalışan nice eğitmenler tanıyorum (Tarih, Türkçe, Matematik vs. eğitmeni). Özel bir kolejde eğitim vermeyi hayal ederken çaresizlikten özel bir firmada satış yapan eğitmenlerden bahsediyorum. Yanlış anlamayın, satış işini küçümsediğimden değil; istemeyerek tercih edenler adına söylüyorum.

X Holdingde tasarımcı, yazar, IK, proje yöneticisi, direktör vs olarak çalışmayı hayal edip hiç alakasız bir işte çalışarak hayatını idame ettiren binlerce insandan biriyseniz bu makalemi dikkatle okuyun.

Daha önceki yazılarımdan birinde yeni iş arama ve bulma tekniklerinden bahsetmiştim. O yazıdaki teknikleri yine uygulayabiliriz ancak bu defa işsiz kaldığımızda değil; çalışırken denemeyi tavsiye ediyorum. Neden?

Geçim Kaygısı İle Hızlı ve Yanlış İş Tercihi Yapmak

Hayatınızı bir süre idame  ettirebileceğiniz kadar birikiminiz yoksa işsiz kaldığınız her gün ayrı bir streslidir. Birikiminizi tüketmek istemiyor da olabilirsiniz. Neticede üretmeden tükettiğimiz günlerin ne denli stresli olduğunu biliyorum. Bu gibi dönemlerde kariyer.net ‘i tepeden tırnağa talan ettiğimizi de biliyorum. Onlarca ilana başvuru yapıp aralarından bizi görüşmeye çağıranlara gidiyor ve en iyi iş teklifini değerlendirmeye çalışıyoruz. Tabi süre kısıtlı. Bununla birlikte ilk görüşmeden aldığımız teklife cevap vermek için bize verilen süre bitmeden ikinci görüştüğümüz yerden nasıl bir teklif geleceğini merak ediyoruz. Hatta böyle dönemlerde asıl güzel işi beklemeyip ilk olumlu iş görüşmesine tav olduğumuz çok olmuştur. Bu durumlar size tanıdık geldi değil mi?

İyi kötü bir işe giriyoruz ve ekonomik kaygılarımızdan kurtuluyoruz. Sonra da o iş yerini sevmeye çalışıyoruz. Sanki yıllardır aradığımız, hayalini kurduğumuz firma orasıymış gibi kendimizi kandırmaya başlıyoruz. İş arkadaşlarımızın pırlanta gibi insanlar olduğuna inanmakla başlayan sürecimiz “işim çok rahat” şeklindeki telkinlerle devam ediyor. Bir süre sonra işimizi çok sevdiğimizi ZANNEDİYORUZ. Aslında işe sevgi katmak hem ruh sağlığımız açısından hem de performansımızın yüksek olması açısından çok önemli. -Fakat işimizi sevmek konusunda ne kadar samimiyiz? Gerçekten işimizi seviyor muyuz yoksa “mış” gibi mi yapıyoruz. Buna inanmak mı istiyoruz?

Ekonomik kaygılar içerisinde hızla verilmiş bir karar sonrası ilk bulduğumuz işi gerçekten çok sevdiğimize inanmıyorum. İşte bu tercihlerimiz narkoz gibidir. Kendimizi uyuşturup uyutuyoruz. Bir süre sonra iş yerinde kıdem sahibi olup artık ayrılmayı da hayal etmiyoruz. “Düzenimi kurdum” hastalığına yakalanıp aslında hayalimiz olmayan o işi sürdürmeye devam ediyoruz. Yıllar böyle akıp gidiyor…

Çalışmaya Devam Ederken İş Teklifi Almak Büyük Bir Fırsattır!

İşte bizi hayallerimize kavuşturacak eylem bu! Sizin de başınıza gelmiş olmalı. Çalışırken işi yerine getirme şeklinizden etkilenip size iş teklifi yapan patronlarla veya yöneticilerle karşılaşmış olmalısınız. Genelde o anlık bir nezaket zanneder ve üzerine düşmeyiz ama her şakanın altında bir gerçek olduğunu unutmamak gerekir. Bundan sonra “teşekkür ederim” demek yerine “Aslında böyle bir arayışım olduğunu itiraf etmeliyim. Güzel bir teklifle ilgilenebilirim” demeyi tercih edin. Yani tekliflerin önünü kapatmayın. Bırakın gelsin, bırakın 😉

İyi kötü bir işte çalışıyorsunuz diye arayışlarınıza son vermeyin. Gerçekten hayal ettiğiniz işi / mesleği yapmıyorsanız iş ilanlarına başvuru yapmaya devam edin. Belli mi olur belki uzun süredir size şans vermeyen firmaların bu dönemlerde görüşme isteği tutar. İş görüşmesi için sizi arayan insan kaynakları personelinin verdiği tarihe uymak zorunda değilsiniz. “Ben şuan çalışıyorum. Sizinle şu tarih-saatte görüşmemiz mümkün mü?” dediğiniz zaman emin olun size çözüm üretmeye çalışacaklar. Yani, çalışırken iş aranmaz, iş görüşmesine gidecek zamanım olmaz diye düşünmeyin. İyi bir firmadan iş görüşmesine çağrılırsanız ve bir türlü zaman uyduramıyorsanız şuan çalıştığınız iş yerinden üstü kapalı bir gerekçe ile bir kaç saatlik izin isteyin. Bunlar imkansız veya etik dışı talepler değildir.

Mesleğinizde iyi olduğunuzu düşünüyorsanız sosyal mecralarda yeteneklerinizi sergileyin. Kendinizi ifade edebileceğiniz bir facebook sayfası, grup veya benzeri topluluk sayfaları oluşturabilirsiniz. Mesleğinizle ilgili incelikleri bu gruplarda paylaşıp, tartışarak ilgiyi üzerinize çekmiş olursunuz. Youtube kanalı açabilirsiniz. İşinizle ilgili videolar çekebilir, sunumlar oluşturabilir veya beğendiğiniz kaynakları paylaşarak yine ilgi çekebilirsiniz. Benim gibi blog yazabilirsiniz. Dolayısıyla benim gibi sürekli iş teklifleri de alabilirsiniz (aldığım ve hatta değerlendirdiğim tekliflerden bahsedeceğim. İlerleyen yazılarımı takip edin)

Daha İyisini Bulursanız Duygusala Bağlamayın

Başıma geldi ki yazıyorum. Bu güne kadar hayat standartlarımı, ideallerimi düşünmeyip istifa kararımı verdiğimde benim için iyi şeyler düşünmeye başlayan patronlarım oldu. Demek ki bana değer veriyorlar ve benle çalışmaya devam etmek istiyorlar. Kendilerine teşekkürü borç bilirim. Lakin şartlarımın iyileştirilmesini teklif etmeleri için neden istifa etmemi beklediler? Demek ki personel sirkülasyonunu azaltacak çalışmalar yaparak personel aidiyet duygusu oluşturmaları gerekirken yapmamışlar. Onlara sorsan “daha ne yapalım?” diyebilirler. Bu işler insanın sırtını okşamakla olmuyor. Maddi fedakarlıklar da şart. Çalışma süresi, izin uygulamaları, maaş, maaşların gününde ödenmesi vb birçok maddi faktörden bahsetmek mümkün. Bu uygulamalarda eksiklik varsa veya sizin vasıflarınıza uygun değilse daha iyi şartları bulduğunuzda gitme talebiniz de gayet anlaşılır olmalı.

Böyle anlarda duygusal düşünüp yanlış kararlar vermeyin. “Patronum beni kaybetmemek için şartlarımı iyileştirdi, bunu ona yapamam” derseniz yukarıdaki paragrafı tekrar okuyun. Çok düşünceli patronlarınız neden zamanında personelini düşünememişler? Onlar birer profesyoneldir. Size yapılan son dk teklifini profesyonelce değerlendirir ve kar-zarar hesabı yaparlar. Sizi evlatlık almak istediklerine inanıyorsanız durum farklı ama genelde sizinle iyi bir personel olmanız nedeniyle çalışmak isterler. Öyleyse siz de iyi bir firmayı hak ediyorsunuz demektir. Onlar nasıl profesyonel düşünüyorsa siz de öyle profesyonel düşünün. Gerçekten kalmanız gerekiyorsa da kalın. Yani, vefasızlık yapın demiyorum; konuyu vefalı-vefasız olarak ele almayın demek istiyorum. Profesyonel düşünün!

ÖZETLEMEK GEREKİRSE

  • Hayalinizdeki işi veya mesleği yapabilmek için işsiz kalmayı beklemek hata olur. İşsiz kaldığınızda hayalinizdeki işi bulana kadar beklemek de hata olur.
  • Sabahları ayaklarınızın geri geri gitmeyeceği, şartların kötü olmadığı ve sizin nefret etmeyeceğiniz (2.tercihiniz olabilecek) işi bulun ve zamanınızı değerlendirin.
  • Bir yandan gelir üretirken diğer yandan arayışınıza devam edebilirsiniz.
  • Bu süreçte dikkat çekmek ve başkaları tarafından teklif almak isterseniz de sosyal medya-internetin gücünü kullanın.
  • İyi bir teklifi değerlendirirken mevcut işinizi bırakıp bırakmama konusunda duygusal değil profesyonel kararlar verin.

Yine tecrübe ile sabit bir makalemi okudunuz. Sabrınız için teşekkür ederim. Umarım hepimiz için faydalı bir yazı olmuştur. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM

Bünyamin Kapıcıoğlu

21 Yorum
  1. “Kanayan yaraya parmak basmak” deyiminin ne anlama geldiğini yukarıdaki cümlelerde okudum.Yine bilgilendirici,düşündürücü ve ihtiyaç giderici bir yazı olmuş.Önce fikrinize sonra ise kaleminize sağlık.
    Reklam ve Halkala İlişkiler,Satış ve Pazarlama,Marka Yönetimi ve İnsan Kaynakları konularında dilim döndüğünce danışmanlık hizmeti vermeye çalışıyorum.Sizden gelebilecek iş tekliflerine de açık olduğumu açıkça ifade etmek ve altını çizmek isterim.Şaka şaka 🙂 ama her şakanın altında bir gerçeğini olduğunu da unutmayalım!

    1. İşte bu harikaydı 🙂 Bu makaleleri yazıyorum diye beni CEO zannedenler olabiliyor; durum öyle değil. Ben sadece bilgilerimi satmasını biliyorum. Başka bir fonksiyonum yok arkadaşlar. Bir gün işveren olursam bu teklifi düşünebilirim 🙂

      1. Bilgilerinizi satmayın lütfen çünkü insanlar kendilerine bir şey satılmasını sevmezler bırakın kendileri satın aldım desinler örnek kendime Vakko dan takım elbise aldım 🙂 işveren olsanızda olmasınızda canınız sağolsun.Önemli olana kendimize benzeyen insanlarla aynı duyguları hissedebilmek ve aynı dille konuşabilmek….

  2. Yine beni anlatan bir yazı yazmışın bünyamin usta 🙂 bende tarih öğretmenliği mezunuyum ancak 7 yıldır satış ve mağaza teknik destek sorumlusu olarak görev yapıyorum. Teknolojiye olan merakım farklı sektörlerde iş imkanlarına olanak sağlıyor. Tabi keşke Türkiye’de herkes sevdiği mesleği yapabilse. O zaman zaten sorun kendiliğinden çözülecek. Ancak hangi meslekte hangi yaşta olursa olsun sürekli kendini geliştirmek kalifiye olmak çok önemli. Güzel yazı için teşekkürler.

    1. Eğer mevcut işinizi severek yapıyorsanız problem yok bence. Öte yandan hayallerinize yaklaşmanızı sağlayacak bir kaç yöntemden yazıda bahsettim. Belki devlet memuru olarak değil ama farklı kurumlarda tarih bilginizle farklı departmanlarda yer alabilirsiniz. Sizin için en hayırlısı olsun diyelim

    1. Eklemem gereken bir iki paragraf daha var aslında. Sonradan aklıma geldi. Mesela çalışırken iş aramanın avantajlarından biri de “tok satıcı” olmaktır. Görüştüğünüz yerlerle daha rahat pazarlık edebilirsiniz. Sonuçta hali hazırda hayatınızı idame ettiriyorsunuz…

  3. Hocam karikatürler çok hoş! Yazıyı okurken gerçekten keyif aldım. Teşekkürler…

    sanalkariyer.blogspot.com

    1. Çok yakın bir zamanda aldığım teklif üzerine yaptığım iş değişikliğinden bahsedeceğim. Tabi ki konu yine ben değil; benim üzerimden örnekleme ile sizin kariyer planlamanız olacak. Deneyim edindikçe paylaşmaya devam. Yorum için teşekkür ederim.

  4. Yazılarınız harika Bünyamin bey kafalardaki soru işaretlerini yanıtladığı için ayrı bir önem arz ediyor.
    Ağzınıza sağlık

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yeni yorumları e-posta aracılığıyla bana bildir. Ayrıca yorum yapmadan da abone olabilirsiniz.

Back To Top