Gülmekten Öldüren İş Görüşmesi
Siz Hiç Kurumsal Firmada Böyle Bir İş Görüşmesine Şahit Oldunuz mu?
Bildiğiniz gibi bu blogda, para kazanma ve kariyer geliştirme adına bildiğim ne varsa paylaşıyorum. Araştırıp, deneyim edinip geçmiş tecrübelerimle harmanladığım yazılarım bugüne kadar çok olumlu tepkiler aldı. Ben herzaman şunu şöylerim:
“İş yerinde mizah olmazsa mutluluk olmaz”
Mizah, gülümseme, şakalar komiklikler iş yerlerini ve ofisleri daha yaşanır hale getiriyor. Yöneticilik yaparken de mizahi çerçeveler içinde personellerimin beni ti’ye almasına hiç kızmazdım. Kaliteli espiri olduktan sonra isterse beni yerden yere vursunlar; gülüyorsam sorun yok demektir. Şüphesiz hepimiz çalışma ortamlarımızda samimi olduğumuz iş arkadaşlarıyla gülüp eğlenmeyi seviyoruzdur.
Bu düşünceden yola çıkarak binlerce takipçisi olan bloğumun da ders kitabı modundan sıyrılıp birazdaha mizahi yayınlarla bilgiyi eğlendirerek vermesi gerektiğini düşündüm. Şimdi size geçmiş mülakat tecrübelrimden en komik iş görüşmemi anlatacağım. Biraz gülümseme biraz da terübe kazandırma amaçlı beğenilerinize sunulur.
Türkiye’nin en büyük ikinci GSM operatörü olarak nitelendirdiğim ve 10’dan fazla şubesiyle bu operatorün bayiliğini yürüten kurumsal bir firmaya başvurdum. Adı “Fizanoğlu Telekominikasyon” olsun:) Firmanın sahibi ise “Ali fizanoğlu” olsun:) [TEMSİLİ İSİMLER]
(Firma ve firma sahibi ismini açıklayıp deşifre etmek istemiyorum. Bana göre komik olan süreç kendileri için normal olabilir Saygılar)
Velhasıl,
Evde kariyer sitelerinde kendime uygun iş ilanları bakarken Fizanoğlu Mağaza Müdür Yardımcısı pozisyonu gözüme takıldı ve daha önce Türkiye’nin lider operatöründe Mağ. Müdr. Yard. deneyimim olduğu için başvurdum. Ertesi gün hemen aradılar ve iş görüşmesine davet ettiler. Arayan kişi insan kaynakları personeli olduğunu söylese de muhasebeci olduğunu gittiğimde öğrendim. Bu birinci fiyaskoydu. Asıl bomba firmanın genel müdürü (aynı zamanda sahibi) tabiri caizse Ali Fizanoğlu 🙂
Ali Fizanoğlu:
-Merhaba Bünyamin bey. Benim adım Ali Fizanoğlu.
Kurumsal adıyla: firmanın genel müdürü.
Halk tabiri ile patron:
Personellerimin gözünde ağabey.
Ben:
-Memnun oldum Ali bey. Ben Bünyamin Kapıcıoğlu. Trabzonluyum, vs……. (Kendimi tanıtıp, geçmişimden biraz bahsettim)
Ali Fizanoğlu:
–Beni tanıyanlara sorun. Ben üçe beşe bakmaaaaam.
-Biz kurumsal bir firmayız. He neden insan kaynakları personelimiz yok?
Ben:
– ???
Ali Fizanoğlu:
-Çünkü işlerine son verdim!
En çok da buna güldüm. Görüşmenin devamı gülmemek için dişlerimi sıkarak geçti. Marifet yapmış gibi anlatması yok mu 😀
Ben:
–Peki Ali bey. Beni mağ.müdr.yard. pozisyonunda değerlendirmek istiyorsunuz fakat ben mağazalarınızda böyle bir yapılanma görmedim. Yani yardımcı göremedim. Müdür ve personeller gördüm. Bana yeni bir pozisyon mu açacaksınız?
Ali Fizanoğlu
–Bizim Mağaza müdür yardımcılarımız gizlidir. (o ne demekse artık) Mağazada siyah t-shirt giyen danışmanlar var ya. Heh! işte onlar aslında bizim Mağaza Müdür Yardımcılarımızdır. Her yerden prim alırlar; her yerdeeen. (Al bi de burdan yak işte 🙂 )
Ben:
-Anladım Ali bey. Birçok yerden primlendirmeniz var. Sektöre yabancı olmadığım için az çok tahmin ediyorum. Eski iş yerimde aynı şekilde birçok kanaldan prim alıyorduk. Eğer bu görüşmemizin 2. (teklif) aşaması olmayacaksa nekadar net maaş verdiğinizi de öğrenmek isterim.
Ali Fizanoğlu:
-Biz iyi maaşla başlatıyoruz fakat deneme sürecin de işten çıkarsanız maaşınız asgari ücret üzerinden hesaplanarak ödenir. Çünkü bazı artniyetli arkadaşlar bir iki aylığına çalışıp sonra canım sıkıldı diye gidiyor. Bir de gelip utanmadan Ali abi benim maaşımı ver diyor. Ulan senin bana faydadan çok zararın oldu. Ben sana şimdi ne vereyim! O yüzden asgari ücret üzerinden çalıştığı gün kadar hesaplanır ödenir. (Bıraksak işçi haklarını ve yasaları yeniden yazacak mübarek)
Ben:
-Ali bey! Ben kendime geçici meşguliyet aramıyorum. Evliyim ve bir oğlum var. Aile gecindiriyorum. Ben de artık emekli olana kadar mutlu mesut çalışmak isteyeceğim bir firma arayışındayım zaten. Şartlarımız birbirimizi koruduktan sonra kalıcı bir birliktelik dilerim. Fakat net maaş konusunda henüz NET bir cevap vermediniz?
Ali Fizanoğlu:
-Sizin beklentiniz nedir?
Baktım bu amatör iş görüşmesi uzayıp gidecek. Ben de bu işverene uzun süre katlanamayacağım. Beklentilerimi söyleyip çıkayım. İşine gelir ya da gelmez. Hatta beni işe çağırırsa nekadar ödediğine aldırmaksızın oturup bidaha düşünmem farz olmuş şimdiden.
Ben:
-Net maaş beklentim X birim TL
Beklentimi açıkladığımda yetki verip ücret vermemeye alışık olan halk tabiriyle patron, çalışanların gözünde Ali ağabey bir anda gözlerini açtı. Bunu bir küfür olarak mı algıladı bilemem ama tepkisi de bir hayli komikti. CV’min kenarına not etmek yerine direk benle pazarlığa girişerek:
Ali Fizanoğlu:
-Hiç kimse benim firmama tepeden inip X birim TL net maaş alamaz Bünyamin bey!
Ben:
-Firma politikalarınıza saygı duyuyorum fakat benim de alışık olduğum yaşam standartlarım var. Aynı şekilde ailem de buna alışık. Ödediğim kiradan tutun kullandığım mutfak malzemelerine kadar yaşam standartlarımı aşağı çekmek istemem. Benim primlerimle birlikte 12 aylık gelirimin aritmetik ortalaması X birim – Y birim TL arasında olmalı. Şayet bayiniz şartlarımı korumayacaksa ne size ne de kendime zaman kaybettirmek istemem.
Ali Fizanoğlu:
-Açık sözlü olmanızı sevdim Bünyamin bey. Sizi aramızda görmek isterim. Benim teklifim A birim TL maaş + dolu dolu prim. Merak etmeyin. Eski işinizden daha fazla gelir elde edebileceğinize inanıyorum.
Bak hele haspama! Ben ona ne diyorum; o bana ne diyor. Açık sözlü olmamı beğenmişmiş. Takdir karın doyuruyor sanki. Bir de pişkin pişkin beklentimin çok altında ücret teklif etmesi yok mu ölürsünüz. Neymiş? dolu dolu prim. “Waooow, yihuuu” dememi bekliyordu heralde. “Dolu dolu prim” lafını en çok üç kağıtçı firmalardan duyacağınıza emin olun. Asla itibar etmeyin. Kaliteli bir firma prim konusunda çalışanını yüksek beklentiler içine sokmaz. Bu kadar da ucu açık konuşmaz. O dolu dolu prim havalarını ceketime anlatacak haspam.
Bu görüşmeden sonra aslında onun yapması gerekeni ben yapmak zorunda kaldım. Hiç olur da ilk görüşmede “tamam gel bizle başla, başlayacak mısın” diye sorulur mu düşüncesiyle kibarca zaman istedim.
Ben:
-Peki Ali bey. Geleceğime etki edecek bir konu hakkında hızlı karar vermek istemem. Kararımı size yarın bildireyim.
dedim ve ertesi gün aşağıdaki maili gönderdim:
Bu güzel tecrübeme hiç üzülmedim. Ömür boyu iş arkadaşlarıma anlatıp gülümseyebileceğim bir anım oldu. Ve iş hayatına yeni atılacak olan veya kurumsal firmalarla yeni tanışan arkadaşlarım için de örnek niteliğindedir.
Bu gibi görüşmelerin sizi karanlığa çektiğini unutmayın. Bukadar amatör firmada kurumsal kimliği yaşamayı bırakın, asla mutlu olamazsınız. Sonra iş değiştirmek zorunda kalır zaman kaybedersiniz.
Egosu yüksek firma sahipleri, maaş konusunda pinti, ücret konusunda vaatlerle dolu açık uçlu söylemler amatörlüğün ilk işaretleridir. Kariyer için uygun firma profili değildir. Ciddiye almayıp önünüzdeki maçlara bakmanızı tavsiye ederim.
Bünyamin Kapıcıoğlu | İş Konulu Niş Blog
ben o hatayı yaptım,şimdi ne yapacağımı kara kara düşünüyorum.Sizi keşfetmem de çok iyi oldu.
Bizleri firmalardan soğutup kendi işyerimizi açmamızı sağlayan patronlar bunlar… Dekolteye göre eleman alan, yeteneğe verimliliğe bakmayıp ucuz eleman arayan patronlar… 2011 yılında çalıştığım firmada iki yıllık iyi satış yapan bir personeldim. Maaşım 660 tl asgari ücret ancak aldığım primle 1500 tl yi buluyordu. Bir gün patron bankaya yolladı beni yakın zamanda işe başlamış olan aynı poziyonda çalıştığımız iki bayan arkadaşın maaş kartları için gerekli evrakları götürmem için. Sonra bankadan bi takım kağıtlar verdiler patronun odasına bırakırken bi kağıt gözüme ilişti personellerin maaşları yazıyordu. En düşük maaş benimkiydi yeni başlayan bayanlarda 1000 er tl yazdığını gördüm. Ertesi gün bunu patrona sordum ben maaş zammı istedim yapmadınız dedim. Ancak aynı pozisyonda çalıştığımız işe yeni başlayan bayanların maaşı 1000 tl dedim. Bana verdiği cevap ;
Ya Hasan o kızcağızlar senin yaptığın satışı yapamaz o kadar prim alamaz o yüzden öyle yaptık dedi…
Ben de bi gün önce gittiğim bankaya tekrar gittim. Bana kredi çıkıp çıkmadığını sordum. Evet kredi verebiliriz dediler ve çektim ve kendi dükkanımı açtım işi bıraktım o günden beri kendime ait bir dükkan işletiyorum…
Tabi, birçok firmanın stratejisidir bu. Kişiyi alabileceği primle birlikte değerlendirirler.
-Bu eleman bizden aylık 2500 TL kazansa hayatını iyi kötü idame ettirebilir mi?
-Evet.
-Uzun süre bizle çalışır mı?
-Her ay aşağı yukarı 2500 kazanırsa neden olmasın
O zaman 1000 TL prim alabilecek potansiyeli varsa biz ona 1500 TL sabit maaş verelim ki kalan 1000 lirayı çıkarabilmek için çırpınsın. Ama eğer 1000 TL prim alacak potansiyeli yoksa her ay eline 1500 geçerse işi bırakır. Bu durumda biz ona sabit 2000 TL verelim. Çırpınır da bir 500 liralık prim hak ederse yine bizden en fazla 2500 TL çıkmış olsun.
Direk kirli zihniyetin ağzıyla ve düşünce yapısıyla yazdım ama bu sistemli bir çalışmadır/planlamadır.