İşyerinde Personel Neden Mutsuz Olur?
Koca firmayı yönetip koca gerçekleri göremeyen insanların OKUMAMASI gereken bir makale. Sadece çözüm arayanlar için paylaşıyorum
İşletme: Mal veya hizmet üretimi yaparak hem işi yapana, hem de işi satın alana hizmet eden, kar amaçlı, kalıcı olmak üzere organize edilen sistemler bütünüdür. (üretim birimidir)
Yukarıdaki tanıma göre sadece müşteriler değil, müşterilere hizmet eden işçilerin de tatmin olması gerektiğini görüyoruz. Çünkü işletme, hem işi üretene, hem de işi satın alana fayda sağlaması gereken bir üretim birimidir.
Peki fayda kelimesi bizim için ne anlama geliyor?
Fayda: ürün veya hizmetin ihtiyaç karşılama özelliği ile insan hayatına kattığı değerdir.
Evet, maaş alıyor olmak, ödemeyi yapan firmadan sağladığımız faydalardan biridir. Peki ya yeterli midir? Bana sorarsanız, bir işin insana sağlayacağı fayda sadece maaş ile ölçümlenemez. Üretmek, üretime aracı olmak ve üretileni sunmak her yerde her zaman bedel ister. Aracı olan işçiler de bu bedelin ortaklarıdır. Bu yüzden maaş zaten her işverenin ödemekle yükümlü olduğu bir yüktür.
İşletmelerin, daha fazla üretmek; üretilene alıcı bulmak ve daha fazla para kazanmak için verimli personellere ihtiyacı vardır. Ayrıca hedefine ulaşmak isteyen işletmeler sahip oldukları vizyonu çalışanlarına benimsetmeli ve işin en önemli parçası olan personellerini, işletmenin birer parçası haline getirmelidir. Bunu sağlamak için de motivasyonun ve inanç aşılamanın önemini tartışmamıza dahi gerek yok değil mi? Bunu başarabilen firmalar şuanda zaten hepimizin tükettiği dünya markalarının sahipleridir. Bununla birlikte bu markalar, her geçen gün hacimlerini büyütmekte ve vizyonlarını gerçekleştirmektedir.
Peki, başaramayan firmalar? Kurumsal olamayan, kurumsalcılık oynayan, bencil patronların sahip olduğu veya bencil insanlarca yönetilen o işletmeler nerelerde hata yapıyor?
Personeli Verimsiz Olan Firmaların Ortak Özellikleri
1- Şeffaf Olmamak
Personeller, işletmenin bir parçasıdır ve belirli görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. İşin parçası olan her birey de hangi işi neden yaptığını bilmek ister. “Siz yapın, detayları kurcalamayın” görüşü şeffaflıktan uzaktır ve işi yapan bireyin motivasyonunu bozacaktır. Bununla birlikte firmanın finansal kaynakları, operasyonel amaçları gibi diğer bilgiler de mümkün olduğunca anlaşılabilir olmalıdır. Personel, “bu işi benden neden istiyorlar?” veya “bu iş için neden ekstra ücret/ödül almıyorum?” gibi sorulara cevap ararken vesvese yapabilir, yanlış yorumlayarak kendi iç huzursuzluğunu yarabilir. Aynı şekilde iş arkadaşlarıyla dedikodu ağı oluşturarak doğru olmayan bir düşünceye inanabilir. Bu da zamanla çalışanları işinden soğutacak, verimliliği azaltacaktır. Dolayısıyla personelleri yeterince bilgilendirmemek (şeffaf olmamak) bir işletmenin kendine verebileceği büyük zararlardan biridir.
2- İşletme Kazancını Doğru Paylaşamamak
İşletme sahipleri, kazandıkları parayı tek başına sağlayamadıklarına göre işi gerçekleştiren her bireye pay vermek zorundadır. Sermaye sahibi olmak, kazanılan paranın tamamında hak sahibi olmak anlamına gelmediği gibi; çok büyük bir bölümüne sahip olmak anlamına da gelmez. Düşük maaşla çalıştırılan işçiler her zaman huzursuzdur.
Firmanın standart performansını aşması ve diğer aylara göre daha yüksek gelir elde etmesi, gelirin bir miktarının personellere dağıtılması gerekliliğini de doğuracaktır. Her çalışan, performansa dayalı prim sistemiyle çalışmıyor. Bir insan kaynakları personelinin de mükemmel geçen dönemde rolü vardır. Dolayısıyla gelir üzerinde hakkı da doğmuştur. Personeline, ikramiye, ödül, ekstra hak gibi standart maaşın dışında maddi katkı yapamayan işletmeler, aynı başarının tekrar etmesini engellemiş oluyor. Standart bir işçi, çok verimli olmak ile rutine bağlamak arasındaki farkı hissedebiliyor olmalıdır.
3- Yetki/Terfi İmkanı Sunmamak, Kariyer İmkanı Sağlamamak
Kazancı doğru paylaşamamak maddesinde belirttiğim gibi: işini iyi yapan personelin, rutine bağlayan standart personelden farkı olmalıdır. Ödüllendirilmenin en etkili yöntemlerinden biri de terfi almak veya yetkilendirilmektir. Personellerine kariyer imkanı sunmayan, ekstra yetki vermekten çekinen ve başarıyı ödüllendirmeyen işletmeler adeta mutsuzluk yuvasıdır. Bu gibi işletmelerde motivasyondan bahsetmek dahi saçmalıktır.
4- Personelin Kişisel Gelişimini Engellemek
Bazı işletmeler sahip oldukları personelleri kaybetmemek için gelişimlerini adeta baltalarlar. Örneğin, yaptığınız işle alakası olmayan fakat bireysel olarak donanımınızı arttıracak bir kursa gitmek istediğinizde, vardiyanız buna göre programlanabilir olsa dahi “hayır” cevabı almak. Benzer bir şekilde özel hayatınızda yapacağınız bir aktivitenin firma yetkililerince engelleniyor olması da kafalarda soru işareti oluşturacaktır. İzin gününüzde yapmayı planladığınız bir aktivitenin firma yetkililerince engellenmesi ve bunun için kabul edilir bir açıklama yapılamıyor olması başka neyi ifade ediyor olabilir?
“Aman kabuğunuzu kırmayın, kendinizi geliştirip başka işlere yoğunlaşmayın, siz bize lazımsınız” düşüncesi.
Oysa ki bir insanın kişisel gelişimini engellemenin “bencillik” dışında kabul edilebilir bir açıklaması olamaz. Dolayısıyla, personelin özel hayatına kadar müdahale eden veya özel ihtiyaçları için personele asla taviz tanımayan firmalar mutsuzluğun senaristleri gibidir. Bu davranış, “şeffaflık” ilkesine de aykırı olacak ve personelin kafasında soru işaretlerine sebep olacaktır. Böyle bir tabloda sadakat veya verimlilik beklemek… Tabi ki mantıklı değil!
5- Çalışanların Fikirlerini Önemsememek
Yönetici veya işin sahibi olunca her şeyi en iyi bildiğini zannetmek, çalışanların fikirlerini asla önemsememe durumunu yaratabiliyor. İş hayatını bir kenara bırakalım; insan olmanın doğasında var önemsenmek. Her birey yaşadığı sosyal çevrede önemsenmeyi arzu eder. Fikirlerine saygı duyulmayan, söyledikleri ciddiye alınmayan veya hiçbir şekilde söz hakkı tanınmayan insanlar mutsuz ve saldırgan olacaktır.
İşletmelerin çalışanlarına söz hakkı tanımaması hem personele, hem de firmaya büyük kayıplar verir. Çünkü yapılan işe ek değer katabilecek en önemli unsurlardan biri de işi gerçekleştiren kişilerdir. Personellerin, iş hakkında gerçekten olumlu sonuçlar yaratacak fikirleri olabilir. Bu fikirleri dinlemek, not etmek veya değerlendirmeye almak firma çıkarlarına hizmet edecektir. Sırf personel mutlu olsun diye her fikri ciddiye alıp uygulamaya koymaktan bahsetmiyorum. Her personelin mutlu edilebilmesi için söz hakkına sahip olması gerektiğini savunuyorum. Dinlemeden bilemezsiniz.
Personelini dinlemeyen, fikirlerine saygı duymayan, geri bildirimlerin önemini idrak edemeyen işletmeler mutsuz çalışma sahası olmaya mahkumdur. Mutsuzluğun cirit attığı işletmelerde çalışandan verim almak da bir o kadar zor olsa gerek…
6- Birden Fazla Kişiye Rapor Vermek
İş yerlerinde hiyerarşik düzen vardır. Üstten aşağıya doğru yetkilerin daraldığı, sorumlukların azaldığı bu tabloda her personel bağlı olduğu bir üst birime rapor vermekle sorumludur. Ancak üstün üstüne de rapor vermek bazı durumlarda çekilmez hale gelebiliyor. Örneğin 5 kişilik bir departmanda diğer 4 kişi ile eşit/yakın sorumluklara sahipsiniz. Yapılan işin sonuçları veya süreci hakkında açıklama yapmak zorunda olduğunuz yetkili bir isim var. Bu yetkilinin de bağlı olduğu bir üst yönetici varsa: siz raporlamayı yetkilinize, yetkiliniz ise bir üst yetkilisine ulaştırmakla sorumludur. Aksi halde tablonun en altında yer alan kişi, genel müdüre kadar tek tek her yetkiliye rapor vermek, açıklama yapmak zorunda kalacaktır.
Aynı şekilde yapılan bir işin neden/sonuçları, firmada çalışan her yönetici tarafından tek tek sorulmamalıdır. Örneğin, yolunda gitmeyen bir iş, hata gibi durumlarda tüm yöneticiler tek tek hesap sormak yerine, bağlı olduğunuz yönetici ile iletişime geçmelidir. Personellerin birden fazla yöneticiye sahip olması, her yöneticiye ayrı ayrı açıklama yapmak zorunda kalması veya birden fazla kişi tarafından ayrı ayrı yönlendirilmesi huzursuzluk yaratacaktır. Bu da personel verimliğini düşürecek, personeli işinden bıktıracak güçlü etkenlerden biridir.
7- Aşırı Müdahaleci Olmak
İşin yerine getirilmesi konusunda aşırı katı olmak ve hiçbir personelin kendi tarzında çalışmasına müsaade etmemek iş yerinden çok askeri bir kamp atmosferine sebep olacaktır. İnsan sağlığı veya alternatifsiz hassasiyet gerektiren işler dışında farklı şekillerde yerine getirilmesi mümkün olan işlerde sonuç odaklı düşünmek ve çalışanı sıkmamak daha sağlıklı bir seçim olacaktır. Bu madde özellikle satış danışmanları için hayati öneme sahiptir. “Müşteriye önce şunu de, şu kelime yerine bunu kullan, ben hep böyle satış yapardım……” gibi düzeltici davranışların sık sık tekrar ettiği çalışma ortamlarında satıcıların bireysel iletişim yetenekleri adeta törpülenmektedir. Oysa ki alternatif yöntem ve söylemlerin doğurduğu sonuçları incelemek ve buna göre düzeltici olmayı tercih etmek daha doğru bir aksiyondur. Bununla birlikte, düzeltilmesi gereken noktaları toplu halde görüşmek de çalışanı sık sık düzeltmekten daha iyidir. Toplumda mizah konusu olan tabirle “kaynanalık yapmak” personeli işinden soğutacak ve verimliliğin düşmesine sebep olacaktır.
8- Aile Şirketini Aşıp Kraliyet Sistemine Geçiş Yapmak
Sivaslı bir adamın firmasında çalışıyordum. Firma, yapı olarak kurumsal bir yapıya sahip olsa da işleyiş olarak pek kurumsal değildi. Bunun en önemli göstergelerinden biri de firmanın şubelerinin neredeyse tamamında Sivaslı yöneticilerin olmasıydı. Anlayacağınız üzere kariyer imkanlarından öncelikle firma sahibinin yüce soy ağacında yer alan bireyler faydalanıyordu. Bu durumun firmaya iki farklı açıdan bariz zararları vardır.
1- Diğer personellerin kariyer beklentilerini düşürerek motivasyonlarını bozuyor olmak; dolayısıyla verimliliği düşürerek kar oranını azaltmak.
2- Bilgi-beceri yönünden diğer personellere göre daha düşük seviyelerde olan personelleri yetki sahibi yaparak işlerin sağlıksız yürütülmesine sebep olmak. Bu durum yine firmanın daha düşük kar oranına sahip olmasına sebep olacaktır.
Çalıştığım başka bir firmada ikinci maddeyle de karşılaşmıştım. Satış departmanında verim alınamadığı için bir üst departmana sorumlu olarak atanan arkadaşım olmuştu. Tahmin ettiğiniz gibi bu arkadaş, firma sahibinin akrabasıydı.
Yanlış kişilerin yönettiği ve kariyer imkanlarının soy ağacına bağlı olduğu işletmelerde personelden verimli olmasını beklemek doğru olmayacaktır. Böyle bir iş yerinde gelecek hayal etmek de personel için doğru olmayacak, daha iyi şartlarda iş bulduğu anda firmayı terk etmek isteyecektir.
9- Çalışanı Kırbaçlamak
Çalışanlardan daha fazla verim almak için motivasyonu arttırmak yerine taş işçisi gibi onları adeta kırbaçlamak bir işletmenin personelini mutsuz edebilmesinde tek başına yeterli ve güçlü bir sebeptir. İnsanlar işini sevdiği için değil de bir takım tehditlere karşı kendilerini güvence altına almak için yapıyorsa verimlilik sadece görüntüden ibaret olacaktır. Şakkk! çalış köpekk!
Sonuç: Çalışıyormuş gibi yapan personeller…
10- Maaş/Ödemeleri Sürekli Geciktirmek
Personelin maaşını sürekli geciktiren işletmeler hem otoritesini yitirecek, hem de personelini zor durumda bıraktığı için huzursuzluklara sebep olacaktır. Özellikle sabit maaşla çalışan insanlar aylık harcamalarını maaş gününe göre planlamakta ve alışveriş alışkanlıkları maaş gününe endeksli gelişmektedir. Günü geldiğinde ödemesini alamayan personel maddi zorluklar yaşar. (Kredi kartını geciktirmek, borcunu geciktirmek, faturalarını gecikmeli ödemek, mutfak alışverişi yapamamak, sosyal aktivitelerine ara vermek vs.)
Ayrıca, insanoğlu belirsizliklerden hiç hoşlanmaz. Maaşın gecikmesi ayrı bir problem iken tam olarak kaç gün gecikeceğinin açıklanamıyor olması da apayrı bir problemdir.
Personelin özel hayatında yaşadığı problemler bizzat çalıştığı firmadan kaynaklanıyorsa faturanın firmaya kesilmesi de gayet olasıdır. Kafası karışık, güvensiz hisseden bir personelden verim almak deveye hendek atlatmak kadar zordur.
Maaş ödemelerini sürekli geciktiren firmalar güvensizlik yarattığı için hiçbir personel geleceğini riske atmak istemeyecektir. Dolayısıyla bu tip firmalarda gelecek hayal etmek güçtür. Bu durum da verimliliği etkileyen birçok madde ile çakışmaktadır. Firmanın vizyonuna ortak olmayan bir personelden daha iyi çalışmasını ve sadakatli olmasını beklemek, işi sahiplenmesini istemek hayalperestlikten daha fazlası olamaz.
Siz de personel sirkülasyonunu zirveye taşımak, sürekli yeni insanlarla çalışıp ek maliyetlere girmek, verimsiz çalışma sahası yaratmak ve firmanızın gelişimini baltalamak isterseniz bu 10 maddeyi itina ile uygulayabilirsiniz.
Hayırlı İşler 😉
8.Maddenin mağduru olan biri olarak buraya nefret kusmak istiyorum ama değmezler. Güzel yazı, teşekkürler
Yorum için teşekkür ederim. Mağduriyetinizi merak ettik:)
Terfi yapmamak ve zam yapmamak bence iş veren için büyük sorun. İş verimi azalır..Se
çok güzel bir makale, kaleminize sağlık:)
Güzel analizler var yazınızda, takip listeme aldığım bir blog.
Teşekkür ederim. Bu güzel bir haber, mutlu oldum 🙂
güzel bir makale
Elinize sağlık. Konuları etraflıca ele alıp çok doğru noktalara değiniyorsunuz.
Personelin söylediğine kulak asmadığınızda gerçekten iş veriminide % 30 azaltıyorsunuz. Buna çok dikkat etmelisiniz..
Muhtesem tespitler tebrik ederim.