Kendini Beğenmiş Değilseniz Kazanamazsınız

Kendini beğenmek toplumda kötü davranış olarak nitelendirilirken nasıl olur da kendini beğenmeyi tavsiye edersiniz? diyenler vardır. Müsade edin size kendimi nekadar beğendiğimi anlatayım

Öncelikle kendini beğenmeyi sözlük anlamıyla düşünmenizi istiyorum. Tıpkı bir nesneyi beğenmek gibi dönüp kendinize baktığınızda sahip olduğunuz fiziksel veya karakteristik özelliklerinizden memnun olmanızdan bahsediyorum.

Beğenmek: Tatmin edici bulmak, yeterli görmek, onaylamak, sevmektir.

Çoğu insan kendisini dürüstçe eleştiremediği için kendini eksik olduğu yönde dahi beğenerek toplum düşüncesi ile kendi düşüncesi arasında çelişkiye neden olabiliyor. İşte tam da bu noktada kendini beğenmenin kötü bir davranış olduğu onaylanmış oluyor. Benim bahsettiğim kendini beğenme modeli ise özgüvenle bağdaştırılmış; kendini tanıma olarak açıklanabilir.

Bir konuda kendinizi beğenebilmeniz için öncelikle dışardan gelen geri bildirimleri çok iyi analiz etmeniz gerekir. Objektif olabilmeniz için eleştirilmeye ihtiyacınız olduğunu unutmayın.

Birçok yazımda dönüp dolaşıp aynı sayfayı işaret ettiğim gibi yine eski yazılarımdan biri olan EN İYİ TİCARET KENDİNİ SATMAKTIR başlıklı yazıdan yola çıkarak konuya açıklık getirmek istiyorum.

İnsanlar önce kendini sonrasında ürününü satar. Eğer potansiyel müşteride iyi bir itibar bırakamadıysanız ürününüzle ilgilenmeyecektir. Daha kötüsü ilgilense bile başka bir satıcıdan alacak olmasıdır. İyi bir satıcı kılık kıyafetinden tutun üslubu ve tarzıyla en iyisi olmak zorundadır. Çünkü her sektörün ucu satışa dayanır ve insanların satın alabilecekleri çok fazla alternatif satıcı vardır. Örneğin benim oturduğum sokakta iki tane bakkal var. Birine doritos pops var mı dediğimde “kontrol edeyim. Hmm malesef kalmamış” derken; ikinci uğradığım bakkalın sahibi “olanlar orda” dedi. Ben de “malesef kalmamış” diyen bakkala geri dönüp alternatif bir cips aldım. Gördünüz mü? ilgilendiğim üründen ziyade benle ilgilenen satıcı kazandı. Yani satıcı önce kendini sattı. Onu sevmemi sağladı. Çünkü aradığım ürünü bulamadığım için benle beraber üzüldüğünü ifade eden “malesef” kelimesini kullandı.

Şimdi olumlu sonuçlanan bakkal deneyimimdeki başrolü eleştirelim. Dönüp kendisine ben iyi bir satıcıyım derse ukalalık mı etmiş olur? Asla. Çünkü iyi bir satıcı olduğu için geri döndüm ve kendisinden alışveriş yaptım.

Satış deneyiminiz varsa bilirsiniz: Sevdiğiniz ürünleri daha rahat satıyor olmalısınız. Çünkü tanıtımını yaparken daha doğal ve daha samimisiniz. Tanıtmakta olduğunuz ürünü belki siz de kullanıyor veya imkanınız olsa kullanacaksınızdır. Bunu müşteriye bu şekilde söylemeseniz bile ürüne olan inancınızı karşı tarafa hissettiriyorsunuz. Bu bir enerjidir ve enerji görüp dokunabileceğiniz bir kavram değildir. Ancak alıcının hissedebildiği ve satın alma duygusunu tetikleyen bir güçtür. Ürünü sevmek ürüne sevgi katmak.

Bunun deneyini yönettiğim bir mağazada yapmıştım. Personellerimle yaptığım kısa bir toplantının ardından herkesi sevdiği ürünü tanıtmakla görevlendirdim. Satıcı hangi reyona bakarsa baksın; farklı bir reyonda kendisinin beğendiği ürünle ilgilenen müşteri olursa satış danışmanı o reyona gidecek ve müşteriye ürünü tanıtacaktı. Sonuçlar tahmin ettiğim gibiydi: Satışlar günlük ortalamalarının çok çok üzerine tırmanıyordu.

Şimdi asıl konudan çok uzaklaşmadan sohbeti nereye  bağlamak istediğime gelelim. İnsanlar önce kendini sonra ürününü satar ve en iyi ticaret kendini satmaktır demişken satılan ürüne sevgi katmanın önemini tekrar düşünelim. Kendimizi beğenmeden satmak mı yoksa kendimizi beğenerek satmak mı? Hangisi daha etkili olur.

Müşteri karşısında tabiri caizse ezik bir şekilde sunum yaparak, kendimizi yetersiz hissederek, sonuçların pozitif olacağına inanmadan, sırf görevimiz tanıtmak düşüncesiyle kurulmuş saat gibi sunum yaparak nasıl bir intiba bırakırız? Siz olsanız böyle bir satıcının profesyonelliğine ne kadar inanırsınız? Sattığı ürüne hakim olmadığını düşünmez misiniz? Kuruma yakışmadığını, size en iyi hizmeti verecek kişinin o olmadığını düşünmez misiniz? Yani kişi size kendini iyi satamamıştır. Artık ürünle de ilgilenmez veya başka bir satıcıdan hizmet almayı tercih ederseniz. Çünkü kendisini beğenmeyen, yeterli görmeyen satıcı size kendini satamamıştır.

Öyleyse aynı düşünüyoruz. Kendinizi beğenmek, kendinizle barışık olmak karşınızdakine kendinizi satabilmenizi sağlar. Kendinizi satarsanız ürünü de satarsınız. Kendinizi satabildiğinize göre karşınızdaki size alandaki otorite veya uzman gözüyle bakıyor demektir.

Aynı şekilde iş görüşmeleri/mülakatlarda ürün konumundasınızdır. Tanıtmakla görevli olduğunuz nesne kendiniz. Müşteri durumundaki işveren sizi beğenirse işe alır. Beğenmezse almaz. Ürüne sevgi katmak deneylerle kanıtlanmış bir satış gücü olduğuna göre kendinizi de sevmeyi unutmayın. Çünkü o an ürün konumundasınız. Beğenmediğiniz ürünü değil; beğendiğiniz ürünü tanıtın.

“Ahha aman efendim Estağfurullah. Biz kim uzmanlık kim. Abartıyorsunuz” gibi sahte mütevazılıkla en büyük ukala siz olmayın.

Bünyamin Kapıcıoğlu | HizliAdam.com (Rekabet Hız İster)