Satış Ofisinizde Satışa Düşman 6 Nesne
AVM (alışveriş merkezi) ve mağazalarda her zaman çeşitli müzikleri duyuyor olmalıyız. Dikkat ederseniz müziklerde söz olması durumunda hep yabancı şarkılar tercih edilmektedir. Hareketli pop müzik çalan kurumsal bir marka mağazasına kaç kez girdiniz? Sokağa hoparlör atan imitasyoncu giyim mağazaları dışında benim alışık olmadığım bir manzaradır. Satışın yapıldığı her ortamda yabancı müzik veya trans müzikler duyuyoruz. Doğru mu?
İnanın bana bunun batı özentisiyle veya ithal ürün, ithal yöntem algısıyla hiç ama hiç alakası yoktur. İnsanı aksiyona davet eden müzikler alışveriş yapılmasına ve satın alma kararına olumlu etki eder.
Peki Neden Yabancı Parçalar:
Türkçe şarkılar da insanı aksiyona davet edebilir fakat aynı zamanda sözleri anlaşılır ve yorumlanabilirdir. Dolayısıyla Türkçe bir şarkıda duygularınıza hitap eden bir söz yakalayıp tüm ilginizi şarkıya verme riskiniz vardır. Pazarlama uzmanları bunu istemez. Çalınan müzik sizi kımıldatsın ama önceliğiniz şarkı değil alışveriş olsun isterler. Hatta bazı firmalar satışın yapıldığı ortamda özellikle hipnotik müzikler çalar ve sizi içten içe etki altına almaya çalışır. Bu aksiyon fark edilebilir şiddette olmadığı için kimse rahatsız olmaz, aksine keyif alır. Eğer Türkçe şarkıların dikkati dağıtan tehlikelerden biri olabileceği konusunda hemfikirsek diğer nesneleri ele alalım.
Müşterinin İlgisini Dağıtan Eşyalar:
1- Resim / Çerçeveler: Satış görüşmesini yaptığınız masanızda güzel bir görsel son derece tehlikeli olabilir. Potansiyel müşterinin sizi dinlemesi için uyguladığınız onca tekniği tek başına mahvedebilecek bu resim çerçevesi neden masamızda olsun ki? Örneğin, klasik otomobilinizin fotoğrafını veya şirin mi şirin bebeğinizin resmini masanızda bulunduruyorsunuz. Satış görüşmesini satışa çevirecek o can alıcı örneği verecektiniz ki karşınızdakinin gözü resim çerçevesine takıldı. Ya klasik otomobil tutkunuysa? O an sizin sesiniz yabancı şarkı gibi gelecek ve müşterinin ilgisi klasik otomobil üzerine yoğunlaşacaktır. Ya da bebekleri çok seven bir müşteri lafınızı kesip “oğlunuz mu?” diye sorarsa? “Ayy nekadar tatlı, Maaşallah, Allah bağışlasın…” diye devam eder görüşmeniz. Ya baştan almak zorunda kalırsınız ya da ilgisi dağılan müşteriyi belki tekrar kazanamaz ve süreci olumsuz ilerletmiş olursunuz.
2- Akvaryum veya fanus. Huzur verir doğru. Hatta gergin birini gevşetebilecek kadar güçlü nesnelerdir: akvaryum balıkları. Fakat huzur verdiği kadar konstantrasyon problemine de yol açabileceği hesaplanmalı. Göz temasını kaçırmamaya çalıştığınız görüşmenizin donuk bir şekilde masadaki fanusu seyrettiğini, büyük japon balığının küçükleri kovalamasını keyifle izlediğini düşünebiliyor musunuz 🙂 Heralde o dakikadan sonra size de eşlik etmek düşer.
3- Komik ve hediyelik eşyalar: Muzip arkadaşınız size aldığı o anlamlı ve bir o kadar mizahi hediyeyi masanızda en güzel köşeye koyabilirsiniz. Fakat misafirlerinizi (potansiyel görüşme) de hesaplamayı unutmayın. İlginç eşyaların ilgi çekici olması eşyayı ilginç olarak kategorize etmenizi sağlayan en önemli özellikken, müşterinizin ilgisini çekmesine ve sizden koparmasına şaşırmamak lazım. Hele ki müşteriniz o enteresan eşyayı eline alıp merakla incelemeye başlarsa ona direk küfür edebilirsiniz. Nede olsa sizi duymayacaktır, dinlemeyecektir 🙂
4- Kıyafetinize eklediğiniz sert kontrasta sahip aksesuarlar: Güzelim kurumsal kıyafetinize biraz renklilik katmak için belirgin ve aykırı renklere sahip bir kravat eklemiş olabilirsiniz. Siyah, beyaz, krem, kahve klişe renklerden sıkılmış olabilirsiniz. “Ruhum açılsın” düşüncesiyle o gün biraz daha renkli olmayı seçtiyseniz bunu kombin halinde uygulamakta fayda var. Aksi halde civciv sarısı bir toka karşınızdakinin odağını sürekli üzerine çekebilir. Göz temasınızı engelleyen bu gibi aksesuarları taşımamanız (en azından satış ortamında) daha sağlıklı bir seçim olacaktır.
5- Kediniz, Köpeğiniz: Bazı ofislerde evcil hayvan beslemek serbesttir. Bu uygulamanın en önemli amacı: günün büyük bölümünü iş yerinde geçiren personele huzur vermek ve evi gibi rahat olmasını sağlamaktır. Bence çok mantıklı ve desteklediğim uygulamalardan biridir. Lakin aynı ortamda iş görüşmesi, satış, pazarlama yapılacaksa, müşterimiz ofise girdiği anda minik dostumuzu kafesine koyup görünmeyen köşede bekletmemiz gerekebilir. Evcil hayvanların sevilesi canlılar olması müşterinizin onunla ilgilenmesi için yeterli bir nedendir. Daha tehlikelisi ise: görüşme anında kucağınıza atlayan kediniz olabilir. Ya da görüştüğünüz kişinin ayaklarına dolanan ve şefkat bekleyen misafirperver köpeğiniz tüm ilgiyi üzerine çekebilir.
6- Dağınık bırakılan ofis araç-gereçleri: Yoğun tempo çalışırken zımbanız bir yerde, notlarınız başka bir yerde, renkli vurgu kalemleriniz kapağı açık bir şekilde masanın üzerine yayılmış duruyorsa; Hesap makineniz ekranı üzerine çevrili ve mausunuz klavyenin üzerine çıkmışsa görüşmeye aldığınız kişiye “nasılsınız” gibi klişe soruları sorarken hızla masanızı toparlamayı unutmayın. Özellikle simetri takıntısı olan bir müşteriyle görüşüyorsanız o masada asla sunum yapamazsınız. Ayrıca simetri takıntısı olmayan insanların da dağınık bir masada ilgisi dağılabilir. Özensiz ve önemsizlik algısını bir kenara koydum, masanızdaki bazı eşyaları düzeltme ihtiyacı hissedebilecek olması da yüksek olasılıktır. O yüzden ofis araç gereçlerinizi düzgün bir şekilde, dağıtmadan masanızın bir köşesinde bulundurmanız daha sağlıklı olacaktır. Sık kullanmadıklarınızı çekmeceye almayı da unutmamalı. Sade bir masa müşterinin dikkatini dağıtmaz veya göz temasını bozmasına sebep olmaz.
Yukarıda en sık rastlanan ofis hallerini paylaştım. Eviniz olsa belki “ev hali” açıklamasıyla bir nebze durumu kurtarırsınız fakat “ofis hali” dediğinizde “bu mu ofis” sorusu akıllara gelir 🙂
Şuan bu yazıyı ofisinizdeki bilgisayarınızdan okuyorsanız ve masanızda dikkat dağıtıcı fazlalık bir eşya tespit ettiyseniz yorum olarak paylaşmanız dileğiyle 🙂 Hayırlı işler, bol kazançlar…
Kıyafet satan bir iş yerinde satış danışmanı olarak başladım hocam ve bahsettiğiniz o hipnotize eden müzikler burada da çalıyor akşama kadar. Onca yorgunluğun arasında hem çalışana hemde müşteriye gerçektende tempo tutturup onları aksiyona davet ediyorlar 🙂
Bir süre sonra siz artık duyamayacaksınız o müzikleri. Kulak tembelleşiyor 🙂
benim de dükkanımda maket ev var her gelen ona bakıyor kaldırayım bari 🙂
Onu tamamen ofisten çıkarmak zorunda değilsiniz. Sadece göz temasınızı bozacak noktalarda bulundurmamaya özen göstermenizi tavsiye ederim